Adıyaman’da kadınlarla 5 ay çalışan DAKAHDER: Zaman, dayanışma zamanı

Posted by

Evrim Deniz

ADIYAMAN – Dayanışmanın Kadın Hali Derneği’nin (DAKAHDER), Maraş merkezli depremlerden etkilenen kentlerden biri olan Adıyaman’da kadınlar ve çocuklara yönelik başlattığı çalışmalarını tamamladı.

DAKAHDER, Feminist Dayanışma Çadırı projesi kapsamında Narlıkuyu’da kadınlara ve LGBTİ+’lara psikolojik, hukuki, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve benzeri sorunlar için destek verdi. Kadın dostu bir alan (çadır) kuran DAKAHDER, Adıyaman’da yaşayan kadınlarla birlikte 5 ay boyunca çeşitli atölyeler de düzenledi.

Sahadan ayrılırken Narlıkuyu’dan ve çeşitli konteyner kentlerden kadınlar ile son defa bir araya gelen dernek çalışanları, depremzede kadınlar tarafından gözyaşları ve güzel dilekler ile uğurlandı.

DAKAHDER, kadınlara ve çocuklara yönelik çeşitli atölyeler de düzenledi.

‘ATÖLYELER KADINLARI ORTAKLAŞTIRDI’

Kadınlar ve LGBTİ+lar özelinde çalışan DAKAHDER, Mayıs 2023 tarihinde Narlıkuyu başta olmak üzere çeşitli mahallelerde ve köylerde çalışma yürüttü. Depremin kadınların üzerinde daha etkili olduğunu söyleyen, DAKAHDER Saha Koordinatörü Berivan Matyar, “Mayısın başında geldiğimizde şehir eskiye nazaran biraz daha toparlanmıştı. Şehir yeniden inşa sürecindeydi ve bizler de buna dahil olduk. Kurum olarak Narlıkuyu’da kalmaya karar verdik. İlk geldiğimiz zaman Narlıkuyu çadır kentti ve 60 aile vardı. Bu aileler, mültecilerden, Adıyamanlı Kürtlerden ve Türk ailelerden oluşuyordu. Dernek olarak kadınlara psikolojik, hukuki, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve benzeri konularda destek sağlayarak eğitimler verdik. Haftada bir kadınlarla yan yana gelip atölyeler yaparak birbirimizi dinliyorduk. Bu dinlemelerin acıları bir nebze de olsa dindirdiğini ve kadınları birbirleriyle ortaklaştırdığını fark ettik’’ diye konuştu.

DAKAHDER Saha Koordinatörü Berivan Matyar, köylere gidip kadınlarla bir araya geldiklerini anlattı.

‘KADINLARIN HUKUKİ DESTEĞE DE İHTİYACI VARDI’

Maraş merkezli depremlerin etkisinin azalmadığını belirten Matyar, şöyle devam etti: “10 şehri etkileyen bir felaket gerçekleşti. Burada yaşayan herkes ailesinden birilerini kaybetti, günlerce enkaz başında yakınlarını bekledi. Biz bu yıkımın etkilerini kadınlar özelinde hissettik ve bu felaketin etkisini azaltmalıyız diye düşündük. Kurum adına büyük bir iş yapmadık belki fakat özgün bir iş yapmak istedik. ‘DAKAHDER ne yaptı?’ diye sorarsanız, ilk olarak sahada bir avukat istihdam etti. 5 ay sahada çalıştı. Kadınlara sadece eğitim vermiyordu, danışmanlık da sağladı. Biz sahaya hukuki destek ve eğitim için çıktığımızda, kadınlar özel sorular da soruyordu. Mesela aile hukuku, miras, boşanma üzerine. Sahada öncelikle nakdi ve ayni yardım yapılıyordu. Psikososyal destek de yapılıyordu fakat hukuki desteği ilk olarak biz sağladık. Ve bunun da büyük bir ihtiyaç olduğunu fark ettik çünkü atölyelerimizden sonra kadınlar avukatımız Şirvan Yakut’tan danışmanlık da aldı.”

‘ÖZGÜN BİR İŞ YAPMAYI AMAÇLADIK’

Narlıkuyu’daki çadır kentin konteyner kente dönüştüğünü ifade eden Matyar, zamanla konteyner kentteki sayının azaldığını belirten Matyar, “İnsanların yarısı köye gitti, yarısı ise mevsimlik işçi olarak tütün toplamaya gittiler. Nüfus azalınca biz konteyner kentlere ve köylere gitmeye başladık” dedi.

Çalışma alanında nüfus azalınca durmak istemediklerini söyleyen Matyar, “Adıyaman’da çalışma yürüten STK ve sivil dernekler var. Sahada çalışan kadınlarla, STK’lerle iş birliği yaptığımız ve paslaştığımız çalışmalar yaptık. Bu da çalışmayı daha özgün hale getirdi. Köylerde kadınlarla bir araya gelip kadın sağlığı, hukuk, toplumsal cinsiyet konuştuk. En önemlisi acıların konuşulması, ev içi emeğin ve şiddetin ifade edilmesi için kadınlar ile bir araya gelmeye çalıştık” diye konuştu.

‘BİR ŞEHİR YENİDEN İNŞA EDİLİYOR’

Kadın kurumlarının sahada olmasının değerli olduğunu dile getiren Matyar, kadınlarda büyük bir potansiyel olduğuna dikkat çekerek, “Bir araya gelmek, dayanışmak onlar için çok önemli. Başlarda Narlıkuyu’da kadınlar, aileler birbirine uzaktı, ayrımcılık vardı. Ama zamanla bunların hepsini yine yaptığımız kültürel etkinliklerle aşmaya çalıştık. Mültecilerin, Kürtlerin ve Türklerin bir arada yaşadığı bir yere dönüştü. Kadın kurumlarının sahada olması da bu sebeple çok değerli ve önemli” dedi.

KURDUĞUMUZ ÇARDAKTA DERTLEŞTİK

“Zaman, dayanışma zamanı” diyen Matyar, şöyle devam etti: “Ama mesele sadece dayanışma da değil, toplumsal cinsiyet ve kadın-erkek rolleri üzerindeki konuları da işlemek lazım. Çünkü bir toplum, bir şehir inşası var burada ve bizler, kadınların ve çocukların geleceği için bunları konuşup tartışmalıyız. Sahada deneyimledik ki, kadınlar, aile ve çocuk yükünden travmalarını ve acılarını konuşacak vakit bulamadı. Bu yüzden Narlıkuyu’da kadınlar için güvenli ve her dertlerini paylaştıkları bir çardak inşa ettik. Bu çardakta kısır günleri yaptık, ağlaştık, güldük ve en önemlisi dayanıştık. Fark ettik ki, kadınlar yeni arkadaşlar edindi, birbirlerinin derdini paylaşarak dayanıştı.”

‘5 AY BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR TECRÜBE OLDU’

Matyar, Adıyaman’daki saha çalışmalarının 5 ayın sonunda bittiğini ancak çalışmaların ve raporlamanın devam edeceğini ifade etti. Adıyaman’da 5 aydır bir arada yaşadıkları depremzede kadınlarla vedalaşmak için toplandıklarını söyleyen Matyar, bu tür çalışmaların depremzedeler üzerindeki olumlu etkisinin çok büyük olduğunu belirtti. Felaket zamanlarında maddi yardımların tek başına eksik kaldığını vurgulayan Matyar, “Felaket bölgesinde fiilen bulunarak, insanlarla yaşayarak ve dertleşerek dayanışma sağlamalıyız” dedi.

Matyar, “Başta kadınlar olmak üzere depremden etkilenen toplumun bütün bireyleri ile bir arada olmak lazım. STK’lere, kurumlara ve gönüllü insanlara ihtiyaç çok. Bizlerin yapabilecekleri kısıtlı fakat yeni projeler üretmek gerekiyor. 5 ay bizim için büyük bir tecrübe oldu. Hazırlayacağımız raporlar ile bu deneyimleri aktarmayı planlıyoruz. DAKAHDER olarak yeni çalışmalar yapmayı ve tekrar Adıyaman’da olmayı diliyoruz” dedi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir